top of page
Yazarın fotoğrafıTuğba Şahintürk

Hadiii Bologna! İtalya ile tanışıyorum.

Güncelleme tarihi: 23 Eki

Evetttt  biletimi almamın üzerinden tam 6 ay geçti ve Haçlı Seferleri kadar (abarttım ama hak ettim) önemli bi’ çıkarmanın ilk ayağı olan Bolonya’ya ulaşıldı.

Bu seyahat için ne kadar heyecanlı olduğumu gerçekten aktarmamın imkanı yok.

8 gece 9 gün kendimi geziye götürüyorum. Bu zamana kadar kendimle bile isteye hiç bu kadar uzun süre yalnız kalmamıştım. Son iki gün kendimle şakalaşıp, kendimle kavga ettim, bazı yalnızlık travmaları tetiklendi, bazı bırakışlar, vazgeçişler ve kabullenmeler yaşandı.

Bazı özgüvenler fazlasıyla kazanıldı… Serontoninin vücudumda bir uzuv gibi konumlandığını hissettim.

Evet Bolonya; Hem İtalya’da olup hem az turist göreyim, hem inanılmaz yemekler yiyeyim, hem tarih göreyim diyorsanız burası muhteşem bir seçim. İnanılmaz güzel sokakları, hissiyatı, ruhu…

İtalya’nın diğer ünlü şehirlerinin yanında Bolonya geri planda kalıp haksızlığa uğramış olsa da gelenleri tatmin edip hayran bırakacak güzellik ve dolulukta bir şehir.

Her  yerde lokaller var ve direkt olarak İtalyan gündelik yaşamına tanıklık etmek muhteşem.

Çok büyük bir şehir değil; bir günde görmek istediğim  her yeri gördüm hatta ama keyif yapması çok güzel bir şehir. Çünkü çılgın turist kalabalığı yok. (ben turist değilmişim gibi okuyalım burayı) Sokaklarda, kaldırımlarda, merdivenlerde güneşlenenler, bir köşede kitabını okuyanlar… Sadece bir yere kıvırılıp bunları gözlemlemek bile göynümü gezdirdi.

İtalya’nın herhangi bir şehrine gidip tatmin olmamak im-kan-sız!



Bologna’ya nasıl gittim?

Bodrum İstanbul aktarmalı uçakla vınnladım. 

Toplamda 9 gün sürecek bir gezi planladım. Başlangıç noktam burasıydı.

Çok küçük ve az uçuşun olduğu bir havaalanı olduğu için pasaport sırası beklemedim gibi bir şey. Şehir merkezine Marconi Express ile hop diye ulaştım. Tek bir yön var herkes nereye gidiyorsa oraya doğru sorgusuzca yürüdüm  ve temassız kart ile geçtiğim için bilet alma derdim de olmadı.

Yine de saat vs bilgileri için tıklayabilirsiniz.

 

Bologna’da ne kadar kaldım?

Dediğim gibi benim seyahat planımda ilk durağımdı ve buraya 2 gün ayırmıştım.

Eğer görmeden dönerseniz, Türkiye’ye girerken pasaportta  sıkıntı yaşayacağınız, arkadaş ortamında aşağılanacağınız tüm yerleri bir günde dahi görebiliyorsunuz zaten. 


Bologna’da nerede kaldım?

Hostel Il Nosadill’de 8 kişilik karma odada kaldım. Lokasyon olarak başarılı, güvenlikle ilgili hiç bir endişem olmadı. Temizlik, olanak gibi şeyler noksandı. Yani burda beklentiler devreye giriyor. Hostel de olsa 10/10 verdiğim yerler olduğu için ‘’eksikleri olcak o kadar abi’’ diyemiyorum.



Bologna’da nereleri gördüm?

Piazza Maggiore  

Heh burası en turistik noktası. 1200’lü yıllara dayanan tarihi ile önemli birçok binayı içinde barındırıyor. San Petronio Bazilikası ve şehrin belediye binası olan Palazzo d’Accursio burada görün diye bekliyor.

 

San Petronio Bazilikası 

Herhangi bir ücret ödemeden gezebilirsiniz. Belirli kıyafet kuralları var. 

Look’unuz beğenilmezse orada satılan tek kullanımlık moda şaheserlerinden satın alıp girebilirsiniz. 

 

Palazzo d’Accursio

Şehre tepeden bakmak için burayı tercih edebilirsiniz, ben etmedim.

Aşağıdan bakmakla yetindim. Aşağıdan da bayağı güzel.

 

Piazza Nettuno

Aslında şu ana kadarki meydanlarla çok yakın Piazza Maggiore’ye vardınız mı hepsine ulaşmış olacaksınız. Adını alanın ortasında bulunan Neptün heykelinden alıyor.

Neptün’le selfie çekilmeyen veya kendini çektirmeyen bir ben vardım sanırım.

He onu tek çektim tabii ki, ayıp.

Bir de Dölara ve Tunca’ya çirkin Neptün espirileri yaptım, daha ne olsunn!

 

Two Towers

Şehrin en bilindik simgeleri olarak kabul edilebilecek Two Towers,

Asinelli ve Garisenda kuleleri. Dikkatinizi çekmemesinin imkanı yok. Hem uzunlar, hem yamuk. Hem de bayağı yamuk. Daha az yamuk olan Asinelli Kulesi size panaromik bir kızıl şehir manzarası da verecektir. Bana vermedi çünkü bakımdaydı kendileri.

Yani etrafında öyle güvenlik önlemleri almışlardı ki bırakın içeri girmeyi düzgün bir fotoğrafını dahi çekemedim. 

Derdimi seveyim^^

Ha buraya çıkmak için rezervasyon yapmak gerekiyormuş bir de, bu işi şöyle çözersiniz.

 

Piazza Santa Stefano

Ah bu meydan, diğer bir ünlü meydanı. Burada güneşte, çayda eriyen püsküvüt oldum.

Yüzüme aldığım güneşle bir kaldırımda oldukça uzun süre etrafı izledim. Esasında dini yapılar ve düz bildiğimiz yapılarla dolu klasik bir meydan ama işte herhangi bir yerin herhangi bir insanda uyandırdığı his tartışılmaz. 

Meydanda bir sürü kafe var bu arada. Herhangi birine oturup Bolonya’nın lokalleriyle gururlu yüz ifadenizle etrafa da bakabilirsiniz. Ben bu etkinliği havanın serinlediği akşam saatlerine bıraktım zira Nisan ayı olmasına rağmen bazı yerlerde ısıtıcılar vardı.

Ben de sığındım yer yer bu İtalyan ısıtıcılarına…


Finestrella di Via Piella

Burası aslında tabii ki çok tatlı bir yer fakat bayağı Instagram noktası ve Bolonya’nın en ama en kalabalık olan yeriydi.

Herkes açılan pencereden video çekmek için sıra bekliyordu.

Ya bir sürü insan bir şeyin peşinde olunca bi’ sevimsizleşmiyor mu o an?

Bu bölge Little Venice olarak da biliniyor. 

 

Archiginnasio

Dünyanın halen eğitim vermeye devam eden en eski üniversitesi olan Bologna Üniversitesi’nin eski ana binası. Bolonya’nın önemli yapılarından biri olarak nitelendiriliyor.

Uzun yıllardır belediye kütüphanesi olarak kullanılmasının yanında estetik olarak da çok güzel bir yapı.

 

Bologna’da neler yedim, içtim?

Yeme içme konusunda İtalya’da olmama rağmen yüksek performans gösteremedim.

Gün içerisinde iki öğünüm var. Do-yu-yo-rum ve denemek için dahi bir yere oturamıyorum. 

Siz bir de beni tek olmadığım gezilerde görün…

 

Terzi

Burası hayatımda gördüğüm en ama en güzel kahveci olabilir.

Cappuccino ve kruvasanlarının aşırı güzel olması dışında artık gına gelen 3.nesil kahvecilerden sonra geleneksel bir kahveci görmek mutlu etti beni.

Sabah erken saatte bar kısmında ayakta bir espresso shot atarak veya cappuccino ve  kruvasan yuvarlayarak kendinizi tam bir İtalyan gibi hissedebilirsiniz.

 

Agricola e Vitale

Burada makarna yedim ve gerçekten çok lezzetliydi.

Hayatımda hiç yemediğim bir domates sos yedim.

Ben iflah olmaz bir bira sever olduğum için harika (denilen) İtalyan şaraplarından hiç içmedim diyebilirim.

 

Venchi Cioccolato e Gelato

Burası benim acemiliğime denk geldi. Kötü değil ama Instagram ünlüsü bir yer.

Yani buradan sonra diğer İtalya şehirlerinde o kadar güzel dondurmalar yedim ki her gittiğim şehirde olmasına rağmen buranın yüzüne bakmadım. 

Buna bu kadar içerlenmem ve konu etmem peki?



Kısa kısa...

 

*İtalya’nın neredeyse gezdiğim her yerinde Coperto denilen zorunlu bir bahşiş durumu var.

Bahşişten de ziyade bizdeki kuver gibi. Yine çoğu yerde take away ve masada oturmada fiyat farkı var.

 

* Bolonya gerçekten kompakt bir şehir, İtalya’ya ilk defa geliyorsanız ve yurt dışı tecrübeniz azsa kesinlikle buradan başlayabilirsiniz. 


* Seyahat sırasında yapacağım tüm aktiviteler için almam gereken biletleri Get Your Guide sitesinden alıyorum. Ben sergi biletlerimi aldım şimdiye kadar fakat çok fazla seçenek var görüp katılacağınız bir sürü aktivite veya tur çıkabilir. Bu siteyi keşfettiğimden beri seyahat öncesi araştırma yaparken muhakak bakıyorum buraya. Bazı etkinlikler ve biletlerde iptalli alma şansı da var. Daha ne ola kiii, nays.

 

*Bir diğer kullandığım app Omio. Bu resmen hayat kurtarıyor. Bütün seyahat biletlerimi istisnasız buradan aldım. Tren, otobüs, uçak her şey var. Ben otobüs ve tren için kullanıyorum. Yolculuk ne kadar sürecek, hangi yol hattı üzerinden gidiliyor vs gibi detayların hepsi mevcut. Biletlerim kısmında tüm satın alımlar gözüküyor ve kontrolde QR kodu göstermek yeterli olduğundan kiosklarda sıra bekleyip bilet almaya çalışmama hiç gerek kalmıyor. I like this^^

22 görüntüleme

Comments


bottom of page