top of page

Hadiii Cannes! Festival şehrine geldikk…

Yazarın fotoğrafı: Tuğba ŞahintürkTuğba Şahintürk

Tuğba Bilge Ceylan iftiharla sunar; Hadiii Cannes!


Cannes Lions Awards, Cannes Film Festivali'ne ve birçok gösteri, konser, etkinliğe ev sahipliği yapan yer ha bu minicik kasabamıymış ha vay be. 

Burayla ilgili ne kadar istemesem de (her anlamda) subjektif yorumlar yapacağım gibime geliyor. Çünkü nasıl bir yer olduğundan bağımsız Cannes’ın farklı bir duygusu var bende. Bu hem mesleki olarak yıllardır takip ettiğim Cannes Lions Awards’dan kaynaklı hem de nacizane film sevgimden. 

Sokaklarında gezerken kendimi cimcikledim bu gerçek mi, oha Cannes’dayım şu an diye.



Cannes’la ilgili genelde okuduğum “hayal kırıklığı” duygusuydu. İşte yine her yerin duygusunun herkeste aynı olmadığı konusuna geliyor konu. Ben sevdim, neden hem yukarıda saydığım sebepler hem de Cannes çok tatlı, küçücük bir kasaba. Şirin mi şirin bir old town, nazik insanlar, bakımlı ve güzel sokaklar ve kendinizi tam bir Fransız kasabasında hissedeceğiniz kafeleri var. Lüks ibaresini de ekleyeceğim çünkü aklınıza gelebilecek her high level marka var. Sezon dışı bir zamanda gittiğim için lokallerle beraberdim ve kalabalık değildi. Gidiniz görünüz dostlar.



Şunu da ekleyeceğim festivali takip eden, sinema seven yani Cannes'a ilgisi olan biriyseniz festival binasını görünce baya şaşıracaksınız. Bildiğin Esenler'de bir AVM gibi. Esenler’e gittim mi ben hiç ya? 

Yine de yıllarca medyada gördüğün bir yeri görmek güzel be.



Cannes’a nasıl gittim?

Buraya Nice’den günübirlik git gel yaptım. Omio’dan tren biletimi aldım ve QR kod ile lokal trene bindim. Yarım saatte Cannes’daydım ^^

 

Cannes’da ne kadar & nerede kaldım?

Ehh işte kalmadım, eğer tik atarak geziyorsanız kalmanıza gerek yok çok küçük bir kasaba zaten. Birkaç saatte bitirirsiniz. Haaaa ama ben oturacağım şarabımı içeceğim, keyif yapacağım, burayı hissedeceğim derseniz bence asla sıkılmadan birkaç gün geçirebilirsiniz. 

 

Cannes’da nereleri gördüm?


Palais des Festivals et des Congres

Cannes’a gidince ilk görmek isteyeceğiniz nokta elbette Cannes Film Festivali’nin gerçekleştiği bölge. Yukarıda da söylediğim gibi hiç beklediğiniz gibi bir atmosfer yok. Bir süre haritayı kontrol ettim doğru yerde miyim diye sonra önündeki kırmızı halıda fotoğraf çektiren insanları gördüm ve haa okey… Binanın civarında yerde ünlülerin el izleri yer alıyor. Giriş katındaysa Cannes deneyimi sunduğunu iddia eden (ufak bir kaç video, VR gözlük falan koyulmuş) ve hediyelik eşya satan bir dükkan var. Sağ olsunlar ama festival kartpostalı aldım. 


Le Suquet

Burası Cannes’ın eski şehir bölgesi. Yukarı doğru biraz tırmanmanız gerekecek. İnanılmaz güzel sokaklardan geçip, nefes kesen bir manzaraya ulaşacaksınız, değecek yani. Zaten Cannes küçük bir yer olduğu için gezeceğiniz üç beş yerden biri. 

Buradaki evlerin birçoğu 400 küsur yıllık tarihe sahipmiş. 


Eglise Notre Dame de l’Esperance

Yukarı çıktığınızda karşınıza saat kulesi ile kilise çıkacak. Ben kale zannettim önce vallahi mimarisi alışık olduğumuz kilise mimarisi değil. İçeri girmedim en tepeden manzarayı izlemeyi seçtim. Yine tepede kocaman bir Cannes yazısı var kutu harflerden yani burayı atlamanız mümkün değil.

  

Promenade de la Croisette

Burası sahil şeridi. Deniz kenarında görece uzunca bir yol. Birçok ünlü kafe, restoran, otel ve ünlü markalara ait mağaza bu cadde üzerinde. Google görsellerde gördüğümüz o meşhur palmiyeli deniz kenarı yol burası işte. Sezon dışı gittiğim için beach kültürüne dair bir şey görmedim. Ama Nice’de olduğu gibi kış güneşinin tadını çıkarmak için bu sahilde takılmak güzel bir seçim.

 

Rue d'Antibes

Ha burası Cannes’ımızın mağazalarla dolu caddesi, neden alışveriş yapasınız bilmiyorum ama bu da bir caddedir yazayım dedim.

 

Marche Forville

Cannes'daki en karakteristik yerlerden biri bence bu pazar. 

Eeee baktığımda sadece yeme-içme gibi gözükmüştü pazar fakat benim gittiğim gün dolayısıyla sanırım daha çok ikinci el pazar gibiydi. Çok nefis aksesuarlar, tablolar, kıyafetler, plak ve kitaplar vardı.

 

Nice’de neler yedim, içtim?

 

Bunu yazarken bile burnuma ançüez kokusu geliyor ya öfff. 

Burada çok vakit geçirmediğim için sadece bir isim vereceğim The Duke’s. Croisette manzaralı pubların ve restoranların sıralandığı yerde bir pub. Atmosferi çok güzeldi. Öğle saatinde oturduğum için hala sabah kahvesini içenler ve biraya geçenler ahenk içinde oturuyordu. Gerçekten çok şık Fransız amcalar vardı. (Evet nüfusu 60+ gibi) Birayı içerken yaşadığım coşku sipariş verdiğim Marinara pizzanın içinden ançüez çıkmasıyla kedere döndü. Starter bir pizzanın içine orijinalinde olmayan bir ürünü koymayın kardeşim beeee, bu nedir bee. 

Yiyemedim tabii ki ve buna rağmen bütün gün elimden ve ağzımdan bu tat geçmedi. Eee mecbur ekler yedim birkaç tur.

Cannes’da da minik bir Noel pazarı vardı tatlı ve bir kadeh şarap burada hüpledim.



Kısa kısa…

 

* Cannes tabi ki pahalı bir şehir bunu unutmadan plan yapalım, kendimizi yıpratmayalım. Ha bu arada ana caddede bulunan restoranlardansa arka caddelere uzanırsanız fiyatlar gözle görülür düşüyor.

 

*Yurt dışında internet kullanımı için bir e-sim uygulaması olan MobiMatter’i kullanıyorum. Ne kadar süre ihtiyaç duyacağınıza göre istediğiniz paketi seçebiliyorsunuz. Tüm yurtdışı seyahatlerimde sorunsuzca kullandım.

 

*Bir diğer kullandığım app Omio. Cannes- Nice hattı şehir içi biletlerimi de buradan aldım. Bu resmen hayat kurtarıyor. Bütün seyahat biletlerimi istisnasız buradan aldım. Tren, otobüs, uçak her şey var. Ben otobüs ve tren için kullanıyorum. Yolculuk ne kadar sürecek, hangi yol hattı üzerinden gidiliyor vs gibi detayların hepsi mevcut. Biletlerim kısmında tüm satın alımlar gözüküyor ve kontrolde QR kodu göstermek yeterli olduğundan kiosklarda sıra bekleyip bilet almaya çalışmama hiç gerek kalmıyor. I like this^^

13 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page