Hadiii Floransa! Bir personam buralı mı?
- Tuğba Şahintürk
- 18 Kas 2024
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 19 Kas 2024
Venedik-Floransa arası tren yolcuğumu bitirdim garın dışına çıktım ve navigasyonu dahi açmadan bir yere doğru yürümeye başladım. İçimi dolduran o tanıdık hissi bambaşkaydı.
Bir personam buralıymış diye açıklayabiliyorum bu ani kaynaşmanın nedenini.

Rönesans’ın burada fırtlayıp tüm dünyayı etkisi altına almış olması şaşırtıcı değil. Her metrekaresinden sanat taşan kültürü, nefes kesen Rönesans yapıları, Toskana lezzetleri ile bezeli restoranlar, dönem filmi içerisinde gibi boydan boya yürüyerek gezilebilen sokakları ve daha birçok şey bir arada.
Görmek istediğim onca şey ve sadece sokaklarında kaybolmak arasında gel gitler yaşadım.
Michelangelo, Caravaggio, Leonardo da Vinci, Raffaello, Salvador Dali, Bernini, Botticelli ve daha sayamadığım bir sürü isim. Senelerce sanat tarihi dersinde ve kitaplarda görüp dinlediğim eserlerin orjinallerine bakmak daha önce yaşamadığım muazzam bir sanatsal haz.
Ayy yani gerçekten ambale ediyor her yerin güzelliği ve her yerde bir sanat eseri olması. Bir avlunun önünden geçiyorsunuz içeride random bir kitle toplanmış ve becerebilen herkes sırayla piyano çalıyor. Bir meydanda şövalesiyle resim yapan ressamlar.
Vecchio Köprüsü üzerinde aperitivo yapan keyifli insanlar.
İnsan hayret ediyor!
Nisan başında oradaydım bu sebeble aşırı bir turist yığınına rastlamadım, galeri girişlerinde sıra beklemedim diyebilirim. İtalya’nın en popüler destinasyonlarından biri olduğunu düşünersek zamanlamam çok iyimiş.
Floransa’ya nasıl gittim?
Venedik’ten Floransa’ya trenle gittim. Yine Omio isimli bir uygulama’dan aldım biletimi.
Bilet fiyatları anlık değişiyor, önceden biletinizi alın gibi şeyler okuyorum ama bazen de son dakika biletleri uygun oluyor. Tabii ki sezona göre değişir.
Floransa’da ne kadar kaldım?
Seyahat planımda üçüncü durağımdı ve buraya da 2 gün ayırmıştım.
Ama burayı gerçekten keşfetmek, yaşamak, hissetmek için kalınabildiği kadar kalınmalı diyebilirim. Tamam hisleri bir yere bırakırsak, hakkını vererek göreyim diyorsanız bence 4 gün. (Yetmez ama evet)
Floransa’da nerede kaldım?
Bu İtalya gezimde en ama en severek kaldığım yerdi. Adı Hotel Bavaria.
Duomo’ya çok yakın, hareketli, keyifli bir caddede.
Kocaman kapısından girip enfes bir avluda ilerleyip otele ulaştım.
Murphy’nin Love filminde Omi’ye düşme hatasını yaptığı o enfes avlulu apartmanın mimarisiyle neredeyse aynı tattaydı. (Gasper Noe beni okuyorsan like at)
Çozel bir fincan cappucino ikram ettiler. Şu ana kadar bu konuya girdim mi bilmiyorum ama adamların dandik kahve makinalarından aldığın cappucinoları dahi bizim entel kafelere bin basıyor. Biz ne yiyoruz, ne yaşıyoruz dedirtiyor ve insan yine hayret ediyor.
Floransa’da nereleri gördüm?
Uffizi Galerisi
Uffizi instagramdan hesabını takip ettiğim, her yeni içerik paylaşımında heyecanlandığım bir galeriydi zaten. Rönesans’ın doğduğu yerde, Rönesans koleksiyonlarından parçalar görüyorsunuz. Etkilenmemek mümkün değil.
Uffizi Galerisi, yalnızca Floransa’nın değil tüm İtalya’nın en ünlü ve büyük müzelerinden.
Michelangelo, Caravaggio, Raffaello allahım ne ararsan var.
Boticelli’nin Venüs’ün Doğuşu tablosu önünde oluşan kalabalık hiç unutmayacağım anlardan. Yani bizde metrobüs sırasında ancak bu kalabalığa rastlarsınız. Kimse bizim sanat sevgimizi sorgulamasın!
Galleria dell’Accademia
Off gerçekten ismini duyduğumda dahi yükseliyorum. Venedik’tekini de ziyaret etmiştim.
Michelangelo’nun Davut Heykeli ile anılıyor daha çok ama içerisi tabii ki Rönesans’ın muhteşör heykel ve resimleriyle dolu. Uffizi’den sonra en çok ziyaret edilen müze. Eğer bir müzeye gidecekseniz kesinlikle Uffizi ama yok ben gelmişim Rönasansın kucağına gezeceğim tabii ki derseniz burayı da kesinlikle görün.
Michelangelo’nun Davut Heykeli’nin Replikası
Galleria dell’Accademia’ya girmezseniz üzülmeyin Vecchio Sarayı’nın hemen girişinde replikası var. Aslı da müzeye taşınmadan önce bu replikanın durduğu yerde durmuş.
Girişin solunda Davidciğim, sağındaysa Baccio Bandinelli'nin Herkül ve Cacus heykeli bulunuyor. Düşünsenize elinizde panininizi yerken manzaranız bu.
İnsan hayret etmeye devam ediyor.
Signoria Meydanı
Floransa’nın en önemli meydanına hoş geldik. Burası açık hava müzesi gibi çok fazla heykel ve Neptün Çeşme’sini de içinde barındırıyor. Vecchio Sarayı ve dolayısıyla Michelangelo’nun Davut Heykeli’nin replikası da bu meydanda yer alıyor. Yine Loggia dei Lanzi’yi burada bulabilirsiniz. Hem şehri gezenler için popüler hem de lokal halkın buluşma noktası gibi. Kafeler, restoranlar ne ararsınız burada. Sakince bir kenara ilişip insanları izlemelik.
Neptün Çeşmesi
Signoria Meydanı’nıda bulunuyor. Çeşmede dört tane at, deniz tanrısı Neptün’ü çekiyor. Onların etraflarında da erkek deniz tanrıları efendim deniz kızları falan bulunuyor. Yaani işte, zaten göreceksiniz.
Loggia dei Lanzi
Gotik mimariye sahip enfes bir heykel galerisi. En dikkat çeken eser Benvenuyo Cellini’nin Perseus heykeli. Yunan Mitolojisindeki Perseus ve Medusa efsanesini anlatan heykelde Perseus’un elinde Medusa’nın kesilmiş başı var. Aman Allahım! Davidciğim ve Herkül konum olarak tam Perseus’u gören açıdalar. Yani bu alana geldiğinizde estetik ve sanat zehirlenmesi yaşayabilirsiniz.
Floransa Katedrali
Santa Maria del Fiore üff! Zaten dan diye karşınıza çıkıyor yürürken.
Gerçekten ilk karşılaşmada dakikalarca durup izlenilecek kadar nefes kesici.
Floransa’nın sembolü olan katedral 5 faklı bölümden oluşuyor. Ben tüm bölümleri görmedim siz görürseniz haber edersiniz.
Ponte Vecchio
Floransa deyince akla ilk gelen görsellerden biri olabilir.
Yani hem estetik olarak olarak ilgi çekici hem tarihiyle hemde yaşayan bir yer olmasıyla.
Şimdi köprüde sağlı sollu kuyumcu, takı tokacı var. Evet çok itici ama maalesef İtalya’da da olsan yapıyorsun bu sporu. Biz dışarıya odaklanalım.
Etrafında barlar, restoranlar var ya da take away ile burada bir yerlere ilişip harika manzaraya dalabiliyoruz.
Atlıkarıncalı Piazza della Repubblica
Piazza della Repubblica’da bir diğer ünlü meydanı. Tam ortasında büyük bir atlı karınca var. Etrafı barlar, restoranlarla çevrili ve genelde kalabalık bir meydan. Yaniiii.
Piazza del Mercato Nuovo ve Domuz Yavrusu Çeşmesi
Özellikle bunu mapslemek mi bilemiyorum ama zaten karşınıza çıkacağından şöyle bir kafa uzatırsınız. Domuzun ağzından dilek dileyerek bozuk para sallanan bir gelenek. Roma’da 3 kere Aşk Çeşmesi’ne dilek fırlatan biri olduğumu unutarak yargı dağıtıyorum.
Michelangelo Meydanı
Normalde böyle panoramik seyir noktaları bana şişirilmiş gelir fakat buraya çıkınca gerçekten çok güzel bir şehir manzarası göreceğinizi söyleyebilirim.
Bu meydanda Arno Nehri, Katedral ve Vecchio’yu ve aynı karede bulabilirsiniz.
“Sıradan Adam” Heykeli
Clet ismli bir sanatçıya ait olan bu heykel Floransa’nın en eski ve uzun köprüsü olan Ponte alle Grazie’de bulunuyor. Heykel; Köprünün ortasında boşluğa adım atan bir adam. 2014 yılında köprüye izinsiz yerleştirilen modern sanat eseri bu metal heykel, Rönesans şehrine yakıştı mı yakışmadı mı aman allahım denilerek kaldırılmış, sonra tekrar koyulmuş, saldırıya uğramış falan filan. Kimin haklı olduğu üzerine kafa patlatmak varsa ucunda gidilip yerinde patlatılabilir.
St. Trinity Köprüsü
Gün batımı konusunda kafa yedirtecek kadar güzel olabilir. Ponte Vecchio’nun önünde yer alıyor. Burada oturup aperol yuvarlarken manzaranın etkisiyle nasıl Floransa’ya taşınabilirim diye plan yaparken bulabilirsiniz kendinizi.
Floransa’da neler yedim, içtim?
Evet geldik en sevdiğim (!) kısma dostlar.
Açıkcası Floransa en az yeme-içme araştırması yaptığım yerdi. Zaten pinlesem de yiyemiyorum. Genel olarak şehirde sandviç çılgınlığı var diyebilirim.
Ki ben buna ancak bayılırım. Çok ünlü olanlarından birinin adı All’Antico Vinaio.
Önünden ne zaman geçersem hep kuyruk vardı.
Bana bu hayatta en saçma gelen şeylerden biri yemek için sıra beklemek.
Zaten açım hem aç hem sinirli mi olayım? Hele hele İtalya’dasın ve zaten kötü bir şey yeme şansın yok. Sadece mekanın estetik olarak hoşuma gitmesiyle oturduğum bir restoranda çok güzel makarna yedim, panino yedim, bolca cappuccino içtim, kruvasan ve her türlü İtalyan tatlısına kalbimin kapılarını açtım. (Ki ben tatlı sevmezim-miş).
Vivoli Gelateria
Burası aslında aynı zamanda da bayağı instagram ünlüsü bi yer. Ama gidince boşuna olmadığına ikna ediyor. Görünen her daim kalabalık ve sıra bekleyor gibi olsa da sabah erken saatlerde lokallerle espresso veya cappuccino yuvarlayıp enfesss hamur işlerinden yiyebilirsiniz. Hiç anlamasınız da italyan gazetesine anlıyormuşsunuz gibi bakabilirsiniz.
Bir de en popüler ürünü Affogato. Neymiş bu, bardağın kenarını saran kremamsı dondurmanın tam ortasına doldurulan espresso. Güzel dostlarım güzel…
Şarap Pencereleri - Babae
Floransa’nın kendine has en tatlı özelliklerden biri olabilir. Aslında şehirde 100 küsür şarap penceresi varmış fakat günümüzde aktif kullanılmıyor hepsi. Teee 1600’lerde vebanın bulaşmasını engellemek amacıyla yapılmış. Pandemi zamanı bazıları tekrar aktif edilmiş ilk yapanda yukardaki Vivoli’ymiş. Kıps.
Kısa kısa…
*İtalya’nın neredeyse gezdiğim her yerinde Coperto denilen zorunlu bir bahşiş durumu var.
Bahşişten de ziyade bizdeki kuver gibi. Yine çoğu yerde take away ve masada oturmada fiyat farkı var.
* Seyahat sırasında yapacağım tüm aktiviteler için almam gereken biletleri Get Your Guide sitesinden alıyorum. Ben sergi biletlerimi aldım şimdiye kadar fakat çok fazla seçenek var görüp katılacağınız bir sürü aktivite veya tur çıkabilir. Bu siteyi keşfettiğimden beri seyahat öncesi araştırma yaparken muhakak bakıyorum buraya. Bazı etkinlikler ve biletlerde iptalli alma şansı da var. Daha ne ola kiii, nays.
*Bir diğer kullandığım app Omio. Bu resmen hayat kurtarıyor. Bütün seyahat biletlerimi istisnasız buradan aldım. Tren, otobüs, uçak her şey var. Ben otobüs ve tren için kullanıyorum. Yolculuk ne kadar sürecek, hangi yol hattı üzerinden gidiliyor vs gibi detayların hepsi mevcut. Biletlerim kısmında tüm satın alımlar gözüküyor ve kontrolde QR kodu göstermek yeterli olduğundan kiosklarda sıra bekleyip bilet almaya çalışmama hiç gerek kalmıyor. I like this^^
Comments