Hadiii Menton! Rüya gibi bir sahil kasabası…
Menton öyle küçük, öyle etkileyici ki trenden iner inmez beni içine aldı.
Aslında Ege’de eşine çok rastlanabilir bir sahil kasabası gibi gözüksede hissiyatını tariflemem mümkün değil.

Sıcacık diyebilirim belki. Aralığın son haftası olmasına rağmen müthiş bir hava vardı. İnsanlar tıpkı Nice ve Cannes’da olduğu gibi kendini kumsala atmıştı. Güneşin tadını çıkaranları izlerken yüzümdeki gülümseyişi farkettim bir an ve o an çok güzeldi. ^^ Çok romantikleştik, bu ne be.

Fransa’nın sahil şeridindeki son şehir burası. Yani Menton’dan sonra İtalya’daki Ventimiglia kasabasına varıyorsunuz. Bu yüzden Menton’da mimari ve kültürel olarak da İtalya etkisini hissedebileceğiniz bir yer. İtalya sevdalısı ben için burayı sevmemde bu büyük bir etken olmuş olabilir.

Menton’u çok severek aile boyu izlediğimiz Çok Gezenti’nin gezilerinden görmüştüm ilk. Sonra araştırınca Côte d'Azur bölgesi diyince karşımıza gelen görüntülerin birçoğunda Menton’un olduğunu gördüm. Mimari güzelliğine doyamadım. Evler, sokaklar, dükkanlar… Direkt söylediğim şey buraya umarım yolum daha uzun süre ve bir bahar zamanı düşer. Çünkü burada deniz seremonisini yaşamayı çok isterim. Peki kışın nasıldı? Çok iyi. Menton, Fransız Rivierası’ndaki sahil kasabaları arasında en sıcak ve en fazla güneş ışığına sahip şehir olarak biliniyormuş. (Ben bilmiyordum elbette) Güneşli gün sayısı 300’den fazlaymış. Ben zaten yazlık destinasyonların kış hallerine aşığım. Az insan, bol doğa, deniz, huzur, sakinlik. Bence Nice genel olarak kış gezisi yapılabilecek bir yer; güneşin gücüyle üşümeden sakince tadını çıkarabilirsiniz her yerin.

Menton’a nasıl gittim?
Buraya Nice’den günübirlik git gel yaptım. Omio’dan tren biletimi aldım ve QR kod ile lokal trene bindim. Nice’e yarım saat uzaklıkta, çok tatlı bir sahil güzergahını izleyerek gidiyorsunuz. Daha neee.

Menton’da ne kadar & nerede kaldım?
Ehh işte kalmadım ama kalmayı isterdim. Öyle günlerce zamanınızı alacak görülecek yeri yok ama atmosferi için ben tekrar gidecek olsam (umarım) birkaç gün ayırır ve dinlenirdim burada.
Menton’da nereleri gördüm?
Öncelikle şunu söylemem lazım, burada o kadar andaydım ki birçok yeri sadece kendimce dolaştım. Zaten çok fazla şey yok desem yalan olmaz. Ama burada bol olan şey; dinlenmek ve hayatın karmaşasından, kafa sesimizden sıyrılmak.
Les Escaliers
Beni Menton’a sürükleyen şey tam olarak bu diyebilirim. Yani ilk ilgimi çeken görüntü. Uzun zamandır kaydedilenlerim arasında duran bu lokasyona ulaştığımda ehe çok mutlu oldum tabii ki. Renkli, geometrik merdivenler aşırı estetik ve benzersiz. Bir film stüdyosundaymışcasına bir his.

Plage des Sablettes
Menton’da yapılabilecek en güzel şey tabii ki sahilde uzun kumsallarda “durmak”. Sahil şeridi boyunca ücretli ve halk plajları var. Ben kışın gittiğim için komple kapalıydı zaten. Eski Kent’in hemen önünde olduğu için manzaranız renkli mimari olacak. ^^
Old Town
Eee yani elbette bu kadar şirin bir kasaba şirin mi şirin bir old town sahibi. Bu eski kent pastel renkli evler, daracık dolambaçlı sokaklarla dolu. Sokaklar daracık derken bazı sokaklar bayağı daracık. Ayy o evlerin renkleri, kemerli sokak geçişleri çok çok güzeldi. O kadar estetik bir görüntüsü var ki telefonu elinizden bırakmakta zorluk çekeceksiniz.
Rue Pietonne
Birçok restoran ve mağazanın olduğu bir cadde. Cadde derken bile haksızlık yapıyormuşum gibi geliyor çünkü yine görsel bir şölen ama mütevazi bir şölen. Bir yerde oturup bir şeyler atıştırmak veya kahvenizi alıp turlamak için güzel bir seçenek.
Rue Longue Menton
Burası tarihi şehrin kalbinde bir cadde. Eski Menton’u yaşamak için birebir… Antik ahşap kapılı, renkli, dar evler. Yazın çok daha hareketlidir diye düşünüyorum, mevsim gereği sakince gezdim.
Michael Archangel Bazilikası
Les Escaliers’ın o güzelim merdivenlerinden çıktıktan sonra tam karşınızda işte. Rengi ve şehrin ambiansıyla uyumlu mimarisi ile kendinizi İtalya’da hissedebileceğiniz bir atmosfer. Eee manzarası da bonus.
Promenade Du Soleil
Yol boyunca otel, restoran ve plajların olduğu sahil yolu. Yine inanılmaz tatlı evlerle dolu.
Nice’de neler yedim, içtim?
Buraya günübirlik geldiğim için tam bir öğün yapmadım. Çok sıradan ama keyifli bir barda şarap ve atıştırmalık bir şeyler hüplettim. Adı yok. ^^
Kısa kısa…
*Biletler için kullandığım app Omio. Menton-Nice hattı şehir içi biletlerimi buradan aldım. Bu resmen hayat kurtarıyor. Bütün seyahat biletlerimi istisnasız buradan aldım. Tren, otobüs, uçak her şey var. Ben otobüs ve tren için kullanıyorum. Yolculuk ne kadar sürecek, hangi yol hattı üzerinden gidiliyor gibi detayların hepsi mevcut. Biletlerim kısmında tüm satın alımlar gözüküyor ve kontrolde QR kodu göstermek yeterli olduğundan kiosklarda sıra bekleyip bilet almaya çalışmama hiç gerek kalmıyor. I like this. ^^
*Yurt dışında internet kullanımı için bir e-sim uygulaması olan MobiMatter’i kullanıyorum. Ne kadar süre ihtiyaç duyacağınıza göre istediğiniz paketi seçebiliyorsunuz. Tüm yurtdışı seyahatlerimde sorunsuzca kullandım.
コメント