Hadiii Roma! Rönasans izleri, cappuccino, pasta!
Güncelleme tarihi: 30 Kas
Ciao Roma!
Roma İtalya gezimin son durağıydı. Maalesef en kalabalık ve turistlik kısmı da buymuş.
Tam da bundan dolayı kendisiyle karışık sinyaller alıp verdik birbimize.
Fakat çılgın turist kalabalığına rağmen Roma olağanüstü güzelliğinden hiçbir şey kaybetmiyor ve insana sorun sende değil bende dedirtiyor.
Bu kadar romantize edilmesi, güzelliğinin dillerde dolanması asla abartı değilmiş. Rönasans izleri, barok yapıları, simgeleşmiş çeşmesi, caddesi ve her köşeden çıkan bir sanat eseriyle kafanı çevirdiğin her yer muazzam.
Neyse ki çok geçmeden Aşk Çeşmesi çalıştı ve ben neredeyse 1ay sonra 2 kere tekrar Roma’ya geldim. İşte gerçek Roma belleği bu seyehatte oldu. Roma’da turistik olmayan bir yer veya aktivite bulmak zor olsa da bu sefer biraz daha lokal takılmaya çalıştım.
Daha önce gelmiş olmanın verdiği bi’ tık hakimiyet hissiyle daha rahat gezdim. Herhangi bir yere yetişme kaygısı olmadan sokaklarında yürüdüm. Trastevere bölgesinde bir barda saatlerce oturup etrafı izledim, biraladım, yazdım.
Roma’ya nasıl gittim?
Floransa’dan Roma’ya yine trenle geldim. Bir buçuk saatte aktarmasız gelebiliyorsunuz. Otobüs trene göre daha uygun fiyatlı, o da üç saat kadar sürüyor. Trenin keyfi kesinlikle bambaşka yani kendisi de bir tatil aktivitesi gibi bunu demeden geçemeyeceğim.
Roma’da ne kadar kaldım?
Ben ilk gidişimde iki gün, sonraki gidişimde iki gün olmak üzere dört gün kaldım.
Genel dokusunu deneyimlemek, simge yapıları görmek (tabii seçmeniz gerekecek hepsi olmaz muhtemelen), leziz yemeklerin tadına bakmak için yeterli.
Ama hem keyif yapayım hem kültürleneyim diyorsanız yeterli değil.
Roma’da nerede kaldım?
Yine hostelde kaldım ve öyle memnun ayrıldım ki sonraki gelişlerimde de burada kaldım.
The Rome Hello ismi. Hostelin barı ve çok güzel bir bahçesi var. Tüm günün yorgunluğunu atabileceğiniz rahatlıkta. Kahvaltısını denemedim ama oldukça çeşitli gözüküyordu. Güvenli bir bölgede, genç güler yüzlü çalışanları var. İkinci gidişimde barda ve resepsiyonda çalışanlar beni hatırlayıp inanılmaz sıcak karşıladılar, üzerine bir de kokteyl ısmarladılar durduk yere duygulandım. Yine gitsem ev seçeneği dışında başka yerde kalmam sanırım. Kalmam sanırım...
Roma’da nereleri gördüm?
Roma’da gördüğüm yerlerden daha çok genel atmosferi tılsımlıydı.
Bu aslında bir çok italya şehrinde hissettiğim bir şey. Belki de zihnimizde buralarla ilgili bir tablo olduğu içindir. Sabah erkenden koşuya çıktığımda biz ziyaretçilerin değil lokallerin günlük yaşantısına tanık olmak bile başlı başına bir deneyim, deneyimden ziyade hoşluk oldu.
Trevi Çeşmesi
Hadi bismişah en popüleriyle başlayayım. Namıdiğer Aşk Çeşmesi^^
Çeşme bambaşka bir sebepten ünlü olsa da asıl konu heybeti ve güzelliği.
Çeşmenin ünüyse, rivayete göre çeşmeye bir bozuk para attığınızda Roma’ya tekrar gelmeyi garantilemiş oluyorsunuz. Valla ben denedim çeşme çalışıyor.
Pantheon
Antik dönemden kalma dünyanın en iyi korunmuş binası kendisi. Dışarıdan da enfes fakat asıl içiyle iligli övgüler var. Ben maalesef giremedim. Michelangelocuğum bile içine girince hayretlere düşmüş.
Piazza Navona Meydanı
Lorenzo Bernini’nin Dört Nehir Çeşmesi’nin bulunduğu ünlü meydan.
Navona, en büyüleyici yerlerden biri. Barok dönemine ait eserlerle çevrili bir meydan.
Etrafı mekanlarla örülü elbette ve doğal olarak fazla turistik. Take away drinklerinizle güzel bir yere ilişip meydanın tadını çıkarabilirsiniz.
Campo de’ Fiori
Bir diğer popüler meydansa burası. Sebze, meyve ve rengarenk çiçeklerin satıldığı bir açık alan. Lokallerin buluşma noktası gibi duruyor. Restoranlarıyla barlarıyla keyifli bir alan bence.
Via del Corso
İstiklal’e hoş geldikk!
Bu arada İstiklal caddesinin sabah erken saatlerde verdiği keyif muazzam.
Caddenin etrafı saraylar, lüks mağazalar, hediyelik eşyacılar ve restoranlarla örülü.
Umberto I Köprüsü
Gün batımı noktası olmaya aday 1800lerden kalma bir köprü. İki büyük caddeyi birbirine bağlıyor aynı zamanda. Köprüden Vatikan’ı gören bir açı var. Ben de Vatikan’a giderken tanıştım kendisiyle.
Kolezyum
Filmlere konu olan meşhur gladyatör dövüşlerinin düzenlendiği yer.
Gladyatörlerin birbirleriyle ölümüne savaşmasını ya da vahşi hayvanlarla mücadelesini izlemek için binlerce insan Kolezyum’a akın ediyormuş. Tek amacın eğlence olması peki pess halka bak sen… Çok şükür bir ton olay üzerine bir imparator komple yasaklayıp mühürlemiş arenaları bu vahşet böylece eriyerek yok olmuş.
Kolezyum’un hemen yanında Konstantin Zafer Takı bulunuyor.
Kolezyum’un karşısındaysa Ludus Magnus’u görüyoruz burası da bu korkunç dövüşler için gladyatör eğitim alanıymış.
Kolezyum’da keşfedilecek çok detay var fakat zamanı kısıtlı olanlar için bunları görmek, bilgileri sindirmek biraz zor. Benim gibi genel bir fikir sahibi olayım dediğinizde bile 2-3 saat ayırmak lazım.
Vatikan
Biraz da ülke değiştirme keyfisi. Elimizi kolumuzu sallayarak bağımsız bir devlet olan, hristiyanlığın katolik mezhebinin yönetim merkezine giriyoruz. Burası dünyanın en küçük ülkesi fakat görülecek çok fazla eser var.
Vatikan Müzesi ve Sistina Şapeli, San Pietro Bazilikası mevcut. San Pietro Bazilikası dünyanın en büyük kilisesi ve hac yeriymiş. Ben ne müzeye ne şapelin içine giremedim maalesef. Biletimi online dahi alamadım aylar öncesinden bitmişti çünkü. Yine de atmosferine tanıklık edebilmek adına ülkeye gittim. Çılgın kalabalığa takılarak nereye gittiğimi bilmeden uzun süre içeride yürüdüm, San Pietro meydanında soluklandım.
Trastevere
Roma’nın en güzel yeri olabilir misin sen Trastevere? Sokaklarının güzelliği, trattoriaları, pub seçenekleri ile dolu dolu bir bölge. İlk gidişimde buraya gidememiştim ikincide çok keyifli bir barda uzunca vakit geçirdim. Elbette turistik bir yer ama yine de diğer bölgelere göre bir tık sakindi.
İspanyol Merdivenleri
Bence çeşmeden sonra en popüler yer burası. Bu ikisinde gördüğüm kalabalığı hiç bir yerinde görmedim Roma’nın. Eskiden merdivenlerde sohbet ve biralamaç yapılabiliyormuş fakat şimdilerde yasak. Sabah koşusunda uğradığımda sakin halini yakalayabildim mimari ve estetik açıdan kesinlikle çok çok güzel. Hem tarihi hem şukelalığı göz önünde bulundurulunca yıllardır sinemada romantize edilişine hak veriyor insan.
Vespa Müzesi
Hele heleeee. Ben bir motor sevdalısı değilim, Vespa sevdalısıyım. Vespam olmasa motor da kullanmam sanırım. Bu yüzden koşarak gittim müzeye. Umduğumdan çok daha küçük çıktı ama yine de görülmeye değer. Alt katta retro Vespalar, posterler sergileniyor. Vespa tarihini anlatan görseller var. Yukarıda kask, sticker, çanta, kıyafet vs gibi ürünler satılıyor.
Capitol Tepesi
Buraya Roma’da ki son günümde akşam üzeri geldim. Gerçekten müthiş bir manzarası var. Roma Forumu da manzaralarından biri. Alanın büyük kısmı Michelangelo’nun tasarımıymış. Ben yanımda sandviçim ve aperolümle gidip manzarada akşam yemeği işini de halletmiştim.
Roma’da neler yedim, içtim?
Hayatımda yediğim ennnnnn iyi makarnayı yedim. Çok üzgünüm biz burada makarna yemiyoruz. Sadece bu makarnayı yiyip dönseydim bile olurdu ama bi kaç şey daha var. Du bi baktım da bayağı şov yapmışım Roma’da (?) buyrunuz.
Two Sizes
Ha buranın meşhur mu meşhur Tiramisu dükkanı. Çok minik sıra denilemeyecek kadar az insan vardı şansıma ve denedim. Valla güzel ne diyeyim tatlı gibi değil ki ya da işte biz ne yiyoruz diyeceğim kasjndkws.
Bar Farnese
Burası dünyanın en tatlı yeri olabilir gerçekten. İçeride ileri yaşlarda yani aslında bayağı yaşlı diyebileceğimiz iki amca hizmet veriyor. Zaten Roma yerlileri kadar turistler tarafından sevilmiş gibi duruyor. Bir sabah erken vakitte gittim, civardan esnafların rutin kahve alışverişleri, hamur işi seçimlerini izleye izleye sandviçimi yedim. İçerisi küçücük, yanlış hatırlamıyorsam üç masa koyulmuş ama fiskos gibi küçücük ve zaten yan yana oturuyor gibi yakın birbirine. Çok güzel bir sandviç yedim soslu moslu bi’ şey işte. Öncesinde cappuccino içtim mis gibi bee.
Antico Caffe Greco
Burası İspanyol Merdivenlerine çok yakın, merdivene sırtımızı verince laps önümüzde.
Burası 250 yılı aşkın tarihe sahip Roma’nın en eski kahvecisi. Dünyanın en güzel kahvesini içtim diyemem ama iliştiğim bir masada inanılmaz bir atmosferde vakit geçirdim.
Caffe Parione
Kendinize güzel bir masa seçip biranızı alırsınız ve ikram edilen harika tabakla beraber sokağa Roma’nın ruhuna dalarsınız. Gerçekten çok keyifli bir sokak, kitlesi genelde lokaldi ve burada oturmaktan çok keyif aldım. Her iki gidişimde de burada oturdum. İkramları içeceğinize göre değişiyor ve Aperol aldığımda resmen bana akşam yemeği doluluğunda bir peynir tabağı getirdiler.
Regoli Pasticceria
Buraya sabah koşumun sonunda gittim saat en en fazla 8 buçuk olsun içerisi full doluydu.
İşin güzel kısmı lokallerle doluydu. (Ben lokalim çünkü) Burada yediğim Maritozzoyu asla unutmayacağım kesinlikle tatlı işte ya değil, tarifi zor ısırık aldığımda konfetiler uçuştu midemde. Yani gerçekten tatlı seven bi’ insanın buralarda kafayı yiyeceğine eminmim.
Midem sen ne şanlısın ha.
La Casa del Caffe Tazza d'Oro
Burası aslında oldukça turistik ama bi yandan kahvesiyle ilgili bir şeylere denk gelmiştim. Yine bi koşu sonrası önüme çıkınca espressomu ve kruvasanımı barda göz açıp kapayana kadar götürdüm. Afiyetler ola.
Che Pasta Bar
Off ki ne of işte o makarna burada. Öyle lüks bir restoran falan asla değil hatta önemsenmeyebilecek kadar düz duruyor dışardan. Ama gerçekten çok iyi. İçeride küçük bir oturma alanları var ve dışarıda ayakta takılıp yiyebileceğiniz yine aşırı küçük bir alan. Zaten genelde take away alıyorlardı. Hatırı sayılır bir doluluğu vardı. Ben siparişimi verdim ve biramı bitirene kadar makarnam çıkmıştı. Hem inanılmaz uygundu hemde inanılmaz lezzetli.
Kısa kısa…
*İtalya’nın neredeyse gezdiğim her yerinde Coperto denilen zorunlu bir bahşiş durumu var.
Bahşişten de ziyade bizdeki kuver gibi. Yine çoğu yerde take away ve masada oturmada fiyat farkı var.
* Seyahat sırasında yapacağım tüm aktiviteler için almam gereken biletleri Get Your Guide sitesinden alıyorum. Ben sergi biletlerimi aldım şimdiye kadar fakat çok fazla seçenek var görüp katılacağınız bir sürü aktivite veya tur çıkabilir. Bu siteyi keşfettiğimden beri seyahat öncesi araştırma yaparken muhakak bakıyorum buraya. Bazı etkinlikler ve biletlerde iptalli alma şansı da var. Daha ne ola kiii, nays.
*Bir diğer kullandığım app Omio. Bu resmen hayat kurtarıyor. Bütün seyahat biletlerimi istisnasız buradan aldım. Tren, otobüs, uçak her şey var. Ben otobüs ve tren için kullanıyorum. Yolculuk ne kadar sürecek, hangi yol hattı üzerinden gidiliyor vs gibi detayların hepsi mevcut. Biletlerim kısmında tüm satın alımlar gözüküyor ve kontrolde QR kodu göstermek yeterli olduğundan kiosklarda sıra bekleyip bilet almaya çalışmama hiç gerek kalmıyor. I like this^^
*Yurt dışında internet kullanımı için bir e-sim uygulaması olan MobiMatter’i kullanıyorum. Ne kadar süre ihtiyaç duyacağınıza göre istediğiniz paketi seçebiliyorsunuz. Tüm yurtdışı seyahatlerimde sorunsuzca kullandım.
Comentários