top of page

Marangozhane #meyhaneNo3

Yazarın fotoğrafı: Kerem ŞahintürkKerem Şahintürk

Birazdan dünyanın sonu gelecek olsa ne yapardın Arif abi, dedim.

Bi' ciğer ızgara daha söylerdim, dedi. Tadı damağımda kaldı.

Sene 2019, Yedikule’de, artık sayıları iyice azalan klasik meyhanelerden Safa’da yazmışım bu satırları. Altına da eklemişim:

Dünyanın reset tuşunu arıyoruz.

O zamanlar ekonomi bu biçim değil tabi. İki tek rakı, mezelerden az az ordövr tabağı ya da kuru cacık yüz lira ödeyip kalkıyorum. Yormuyor anlayacağınız. Bir yeri sevdiysem eşi dostu alıp tekrar gidiyorum. Bu kez muhabbette o biçim oluyor. Gece uzadıkça açılıyor kilitler bir bir, herkes eteğindeki taşları döküyor. Zaman zaman sesler yükseliyor, haliyle etrafa da biraz rahatsızlık veriliyor. Ne denir; sarhoşun mektubu okunmaz. Affola.


Yeni yerler keşfetmek kadar müdavim olmakta güzel. Hep aynı masaya oturmak, bildiğin lezzetler tatmak, ne ödeyeceğini, nasıl ilgi göreceğini bilmek. Hani o tanıdığın garsonu göremediğinde, bizim Necmi yok mu? diyebilmek, sanki kırk yıllık dostunu sorar gibi. İşte Marangozhane’de müdavimi olunacak bir yer. Hikayesi, atmosferi, mezeleri, elbette müdavimleriyle.


Marangoz ailenin taş binanın bir bölümünü meyhaneye çevirmesi ile başlıyor bu güzel hikaye. Küçük, samimi meyhanede içerken hızar sesleri duymak da mümkün zaman zaman, nitekim giriş kapısının birkaç adım ilerisinde faaliyetini sürdüren koca bir atölye var. Aman gözünüz korkmasın, akşam saatlerinde makineler dinlenmeye, sahipleri demlenmeye geçiyor efendim.


Bodrum’un cümbüşlü kalabalığının hemen dışında bir sokak meyhanesi Marangozhane, bir iddaaları da yok, kendini ispatlama çabalarıda. Oldukları gibiler. Bilinçsiz, küçük detaylarda bunu görebilirsiniz. Mesela duvarda ki askılığa asılmış kıyafetlerde. Cafcaflı karşılamalar yok, süslü, abartılı dekorasyon yok, ışıklı darbuka, dansöz yok. Kapıdan giriyorsun, paltonu duvara asıp sandalyene oturuyorsun. Sahi Necmi bugün niye yok?


Meze dolabında da o kendindeliği, sadeliği görebilirsiniz. Bu işler zevk işidir, ben de gurme değilim ama adettendir tattığımız birkaç mezeyi de buraya ekleyelim. Mangalda Enginar mesela, off diyorum, masaya ikinci kez gelecek kadar. Elleriyle topladıkları Mantarlar da öyle, deneyiniz efendim. Sonra Kırık Yeşil Zeytin, Bodrum’da mekanlarda sık sık görebileceğiniz Çingen Salatası, Domates Marin, Kuru Cacık. Hiçbiri üzmedi efendim, hepsi 25 yıllık dost muhabbetimize eşlik etti.


İşin özü biz sevdik. Tatile geldiğinizde, misafirliğe gelen dostlarınızla, akşam iş çıkışı aman bugün yoruldum, iki teki hakkettim dediğinizde, her koşulda gidiniz.


Muhabbetiniz bol olsun efendim...



22 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page