top of page

Hadiii Atina! Ben geldim Agapi Mou

Yazarın fotoğrafı: Tuğba ŞahintürkTuğba Şahintürk

Güncelleme tarihi: 1 Eki 2024

Atina ilk solo seyahatim olması sebebiyle benim için çook özel. He valla napayım ben  de kendimle tatile gelmişim diyerek dolandım, aferin.

Kos'tan sonra başka bir ülkenin adını aklımdan geçirmeden direkt Atina'ya yükseldim, oradan da Selanik'e geçtim. Toplam 4 günlük bir seyahat hayatımın bundan sonrası için ışık olacakmış; bilmiyordum. Baaaa.

Selanik gezimiz için lütfen buraya tık atalım ve Atina'ya devam edelim.



Yukarıdaki üçlemenin hikayesi;

Atina'da ilk günümde, öğlen saatleri hayatımda ilk defa başka bir ülkede tek başımaydım. Plaka taraflarında merakla dolanırken bu masayı gördüm. Biraz çekingen bolca duyguyla oturdum. Tabii bu yunanimonun çok etkisi oldu karar vermemde. Yunan sıcaklığıyla ilk karşılaşmam bu olmasa da en unutulmazlarından biriydi.

Burada iki saate yakın yazdım, yedim, içtim.

Restoranın adı bende yok, anın büyüsüne kapıldım resmen. Zaten bu sokakta her yer çok güzel.^^


Atina’ya nasıl gittim?

Bodrum aktarmalı İstanbul uçağıyla gittim ben. Ama Kos üzerinden de gidilebilir.

Ben İstanbul aktarmalarını minik İstanbul molalarına çeviriyorum o yüzden diğer seçeneği eledim. Havaalanında indikten sonra metro laps orada ve Syntagma Meydanı’na kadar ulaşım var. Yarım saatte bir tren var ve tek yön biletinin ücreti 9 Euro.

Atina içinde ulaşım için aktarabileceğim kişisel bir deneyimim yok zira insan üstü bir güçle yürüyebilen bir insanım keza bi tık uzak noktaları sabah koşuma sıkıştırıyorum.

Ama şuradan size bir kıyak yapayım genel bilgileri içeriyor.


Atina’da ne kadar kaldım?

Atina'da tam 2 gece 2 gün kaldım. Şehri keşfetmek için kısa ama genel fikre sahip olmak ve keyif yapmak için yeterli.


Atina’da nerede kaldım?

Bu şehrin hep özel kalacak olmasının bir sebebide yine başka bir ilkimi yapmış olmam. Athens Hub Hostel'de 6 kişilik odada kaldım. Çok değişik bir deneyim oldu tabii ki, ortak duş alanı ve tuvalet, tanımadığın insanlarla uyuyor olmak...

Burada da abimden geçen genler saolsun başta bi tık götü sağlama alma telaşları içerisinde kalsam da sıkıntısız uyudum. İlk hostel deneyimim olduğu için yanımda bulundurmam gereken şeylerden bihaberdim. Resepsiyonda çalışan arkadaş saolsun kilit ödünç verdi, Bilal'e anlatır gibi tane tane her şeyi anlattı. Hostel dediğime bakmayın tek, çift kişilik odaları da mevcut ve baya luxury bence. Ortak alanı çok konforlu ve dışarıdan da kullanıma açık bir barı var.

Bu pub olayını çok sevdim, sonrasındada tercih sebebim oldu çünkü solo gezerken zaten tüm gün bi yerlerdesin yatmaya geldiğinde üzerindeki fazlalıklardan kurtulup bir şeyler içmek çok şükela.

Atina’da nereleri gördüm?

Bu kısmı toparlaman biraz zor olacak Tuğba'cım.


Acropolis

Burada yıllar sonra arkadaşlarımın çocuklarını utandıracak beni de “he he” diye güldürecek bir videom bile var.

Arkeolojiye ilgi duymayanın bile kalbini çarptıracak kadar güzel.

Ama bayaa güzel. Şehrin tepesine konumlandığı için birçok yerden heybetiyle gözüküyor ve kendini merak ettiriyor zaten. Acropolis'e ulaşınca birçok farklı yapıyı göreceksiniz.

En ikoniklerden Parthenon. Parthenon’a varmak için geçeceğiniz yapının ismi Propylaia.

Çeşitli insan figürlerinden oluşan sütunların olduğu yapıysa Erechtheion.

Tiyatro ise Herades Atticus Odeon.

Bitti mi? Hayır... Acropolis diye başkoyduğunuz bu yolda göreceklerimizin (bildiğim) sonuncuları Temple of Athena Nike ve Dionysos Theatre.

Yunan heykeli olarak Türkiye'de görev yapan canım heykeltraş arkadaşım Tunca'ya buradan sevgilerimi iletiyorum ve yengeye selamlar.


Monastiraki

Atina’nın en eski mahallelerinden ve benim hostel de buraya çok yakın bir yerdeydi.

Günün her saati çok haraketli, direkt metro çıkışı var bu alana açılan.

Akşamları meyve-sebze satan mı dersin, peluş oyuncak kostümlü animatörler mi, sokak müzisyenleri mi, tavernalardan gelen müzik sesleri mi, alakasız milletlerden hiç benzeşmeyen ayrı tipolojilerde insanlar mı… Ay hepsi ve daha fazlası gerçekten.

Ekleyeyim; kimsenin de kimseyle derdi yok.


Ancient Agora 

Adrianou Sokağı’ndan ilerleyince antik dönemde şehrin merkezi diyebileceğimiz Ancient Agora’nın girişini görüyoruz. Socrates’in de yollarında yürüdüğü söylenen Ancient Agora’da siz neden tur atmayasınız. Güzelliği konusunda yorum yapamıyorum, içinde birazcık vicdan olan burayı beğenir.


Plaka

Ah burası işte yukarıda hikayesini anlattığım restortanın olduğu yer.

Sadece burada vakit geçirmek bile muazzam bir dinlence olabilir.

(Yine de Acropolis'i en azından görün ya)

Çok ama çok tatlı, merdivenelere konumlanmış masalar, gösterişten uzak ahşap masa & sandalyeler, gözlerinin tee içi gülen çalışanlar, müşteriler, yunan müzikleri... Ee burası set baya ama bi yandan da çok gerçek.


Anafiotika

Plaka ile iç içe diyebilir dostlar, romalılar, yurttaşlar.

Küçücük bir bölge olması onun Instagram ünlüsü olmasını engellememiş.

Mimari dokusu bozulmamış, ranta kurban gitmeden korunmuş tarihi bir bölge.

Beyaz tek katlı evler, renkli kapılar, mavi panjurlar ile nasıl ünlenmesin ki zaten.

İnanılmaz dar sokakları var ve dik merdivenli. Bölgede halen daha yaşayan haneler olduğu için tabelalar ile uyarılar yapılmış. Çok kah kah yapmadan, yaşayanlara saygı göstererek dolaşalım.


Exarchia

Atina'nın gettosuna hoş geldiniz. Exarchia’da dolanıp murallara aşık olun bence.

Bol bol sanata ve tekinsiz tipe rastalayacaksınız ama eğer İstanbul çocuğuysanız garipsemeden devam edeceksiniz.



Atina'da neler yedim, içtim?

Çok eğlenceli bir konu bu, karşılıklı olarak iki halkın bu bizim bu bizim diye birbirine yükselmesi yani. Yok artık sarma bizim, baklava mı? Yoğurdumuzu da mı çalmışlar… Canım yoğurt… Valla kim kimden çaldı bilmem ama yunan yoğurdu çok güzel. Zeytinyağlılarımız aynı,mezeler aynı ya abi her şey aynı neyin kavgasını yapacağız da alacağız, vereceğiz. Ama annemin sarması net daha güzel, dünyanın tüm sarmalarından. Ben vejeteryan olduğum için zaten yediğim şeyler türk mutfağı ile çok yakın oldu. Zeytinyağlılar, salata ve tabii ki caciki benim ana besin kaynağım.

Açıkcası 30 yaşıma kadar damak zevki doymaktan ibaret biriydim. 30’undan sonra ne olduysa acıkınca sinirlenecek kadar yemek düşkünü bir insan oldum.

Fakat yine de gustom kendime kadar.


Kısa kısa...

*Atina benim ilk solo seyahat için oldukça uygun bulduğum bir yer oldu.

İki kültürün yıllardır süregelen bir münasebetinin olması ve bunu söylemessem olmaz YABANCI DAMAT izlemiş olmak sizi rahatlatacak orada. Abi sonuçta Niko yaniiii.



* Seyahat sırasında yapacağım tüm aktiviteler için almam gereken biletleri Get Your Guide sitesinden alıyorum. Ben sergi biletlerimi aldım şimdiye kadar fakat çok fazla seçenek var görüp katılacağınız bir sürü aktivite veya tur çıkabilir. Bu siteyi keşfettiğimden beri seyahat öncesi araştırma yaparken muhakak bakıyorum buraya. Bazı etkinlikler ve biletlerde iptalli alma şansı da var. Daha ne ola kiii, nays.

 

*Bir diğer kullandığım app Omio. Bu resmen hayat kurtarıyor. Bütün seyahat biletlerimi istisnasız buradan aldım. Tren, otobüs, uçak her şey var. Ben otobüs ve tren için kullanıyorum. Yolculuk ne kadar sürecek, hangi yol hattı üzerinden gidiliyor vs gibi detayların hepsi mevcut. Biletlerim kısmında tüm satın alımlar gözüküyor ve kontrolde QR kodu göstermek yeterli olduğundan kiosklarda sıra bekleyip bilet almaya çalışmama hiç gerek kalmıyor. I like this^^

Commentaires


bottom of page